Kesington Sarayı, Londra’da Kensington Gardens (Bahçeleri) içinde 17. yüzyıldan kalma bir saray.
İngiliz Kraliyet Ailesi’nin resmi konutu.
İşte bu sarayda 27 Ekim akşamı, dünya şarapçılık tarihinin belki de en ilginç ve tarihî yemeği yendi.
Masada 30 kişi vardı.
Bunların yedisi dünya şarapçılığının “yedi şövalyesi” olarak nitelenebilecek, en bilinen top şatolarının patronuydu.
Belki de ilk ve son defa bu çok özel yemek için bir araya gelmişlerdi.
Yedi şövalye arasındaki tek prens ve gazeteci
Gecenin bir de star konuğu vardı.
Monaco Prensi Albert…
Bu yemekten 6 gün sonra, 3 Kasım’da bir de tarihî şarap tadımı yapıldı.
O tadımda gazeteci olarak bir tek keşi vardı ve maalesef o gazeteci ben değildim.
Kim olduğunu birazdan açıklayacağım.

Yedi şövalyenin masasında bir Türk ve bir Türk markası
O 30 kişi arasında ben yoktum ama adı artık şarapçılık dünyasının en prestijli isimleri arasına yazılan bir Türk vardı.
Ve bu çok prestijli şarap gecesinde masanın üzerindeki su bardakları dışında bütün bardaklar da bir Türk markasıydı.
Görünmez adam olup seyretmek istediğim o geceyi ve yemeği size ilginç ayrıntıları ile anlatacağım.
Bu bilgilerini bir bölümünü daha sonra tadıma katılan Jane Aston’un Podcast’inden dinleyebilir, okuyabilirsiniz.
Asıl renkli bilgiler ise sadece burada.
Ama önce bu yemeğin nedenini anlatayım…

1945… It Was a Very Good Year
Otuz kişilik bu yemeği resmi ad şu:
“1945 Diner at Kensington Palace…”
Yani İkinci Dünya Savaşı’nın bittiği yılın adını taşıyor.
1945 Frank Sinatra’nın şarkısındaki gibi “çok güzel bir yıldı…”
Dünya tarihinin en kanlı savaşı bitmişti.
Dünya, bu savaşı faşizmin kaybedip insanlığın ve demokrasilerin kazanmasını kutluyordu.
1945 Bordeaux için zor ama büyülü bir yıldı
O yıl Fransa’nın Bordeaux bölgesi için de çok özel bir yıldı.
1 ve 2 Mayıs günleri dondurucu bir soğuk ve kar olmuştu.
Ardından temmuz ayında sıcaklık 36 dereceye kadar çıkmış, ağustosta biraz serinlemişti…
Ama çok fazla yağmur olmamıştı.

Kadınların ve Alman savaş esirlerinin hasadı
Ama 1945’in şarapçılık açısından en büyük özelliği bir başka şeydi.
Hasat ve üretim büyük ölçüde kadınlar ve Alman savaş esirleri tarafından yapılmıştı.
27 Ekim akşamı o masanın etrafında toplanan 30 kişi işte hasat yılını kutluyordu.
Masada sadece o yılın şarapları vardı.
Böyle bir şey hayatta ancak bir kere olabilir
Üç gün sonraki çok özel tadıma katılan tek gazeteci Jane Anson, 1945 yılını şöyle tarif ediyordu:
“Gerçekten efsanevi ve sihirli bir yıl…”
Anson, “bu yemeği ve tadımın muhtemel ‘Once in a life experince’” olduğunu söylüyordu.
Yani hayatta bir kere yapılabilecek bir şey…
Bordeaux kraliçesi bir şarap yazarı
Peki kimdir bunu söyleyen Jane Anson?
Bizim meslekte onun lakabı “Bordeaux Kraliçesi”dir…
Dünyanın en saygın şarap yazarlarından biridir.
Decanter dergisinin 20 yıldır tek Bordeaux yazarıdır.
O bu gece için “Tarihi ve bir defaya mahsus” diyorsa öyledir.
Tabii ki öyle tarihî bir tadımda o olmayacak da ben mi olacaktım yani…

30 kişilik tarihî masada şarap aleminin efsanevi bir Türk’ü
Allah’tan bu tarihi geceye davetli bir Türk vardı.
“Dünya Sommelier’si” ünvanına sahip tek Türk olan İsa Bal…
Bu tarihi şarap gecesinde servisi de onun ekibi yaptı.
Ayrıca yemekleri de onun Trivet adlı restoranının ekibi pişirdi.
Başlarında şef Jonny Lake vardı.
Tabii burası Kensington olduğu için saray’n onaylanmış resmi tedarikçilerinden Rhubarb aracılığıyla gerçekleşti.
Tarihî yemek masasında bir Türk markası
Bu gecede bir Türk olarak beni gururlandıran bir başka şey daha vardı.
Biraz önce dediğim gibi, dünyanın top Bordeaux şatolarının 1945 hasadı ürünlerinin tadıldığı bu masadaki şarap bardaklarının hepsi Şişecam’ın prestijli markası “Nude”du…
Yıllardır yazıyorum.
“Nude”, Türkiye’nin çıkardığı en prestijli markalardan biridir.
Ve Nude’un “Stem Zero” bardakları bana göre dünyanın en iyi şarap bardaklarıdır.
Şarap bardağının 21. yüzyıl kanununu “Stem Zero” yazıyor
Ayrıca şarap bardağının 21. yüzyıl kanunlarını bu marka yazıyor.
Sadece bana göre değil, İsa Bal’a göre de öyle.
O bakımdan Kensington Sarayı’nda yapılan ve muhtemelen bir daha yapılmayacak olan bu tarihî yemekte, 1945 bağbozumunun Bordeaux ürünlerinin Stem Zero bardaklarla servis edilmesi Türkiye açısından da büyük bir başarıdır.
Nude’u yaratan ve bugün de sürdüren herkese teşekkürler.

Michelin Fransa ve İtalya ödül törenlerinde de Nude
Bir parantez açıp Nude’la ilgili birkaç haberi daha vereyim.
Bu yıl Michelin rehberi Fransa ve İtalya ödül törenlerinde de sponsor olarak Nude yer aldı.
Fransa ödül töreninde “En İyi Sommelier” ödülünün sponsoru da Nude’du.
Nude, son olarak dünyanın en ünlü içki “miksolojistleri”nden kabul edilen Giorgio Bargani ile özel bir kokteyl bardağı tasarladı.
Bugün üç Michelin yıldızlı birçok restoranda Nude bardakları kullanılıyor.
Tarihî yemekte ilginç “dress code”: Smokin zorunlu değil
O tarihî geceye döneyim.
Yemek, sarayın Orangerie kısmında bir “Lounge Suit”te verildi…
Burası 1704-1705 tarihlerinde Kraliçe Anne için yapıldı.
Sarayın en prestijli bölümlerinden biridir.
Bugünse dışa açık etkinliklerde ve davetlerde de kullanılıyor.
Burada verilen yemekte beni çok şaşırtan bir şey vardı.
Gönderilen davetiyelerde “smokin şartı” yoktu.

Konuyu bilen birinin yorumu: Şatoların yeni sahiplenin farkı
Oysa İngiliz sarayına ait böyle tarihî bir yemekte insan smokinli veya kiltli bir masa canlandırıyor kafasında.
Konuyu bilen birine sordum.
Yorumu şu oldu:
“Bordeaux’daki o tarihî aristokrat şatoların bugünkü sahiplerinin farkını gösteren bir şey bu…”
Kimdir 1945 ürünlerini masada içen şato patronları?
Otuz kişilik masada hangi şatoların patronları vardı?
Hepsinin tek tek ismini öğrenemedim.
Ama şunu öğrendim. Masanın etrafındaki şu şatoların patronlarıymış.
(*) Chateau Mouton Rothschild
(*) Chateau Lafitte Rothschilde
(*) Chateau Margaux
(*) La Mission Haut Brion
(*) Haut Brion
(*) Cheval Blanc
(*) Chateau d’Yquem.
Bu şatolar arasında Petrus’un adının olmamasına şaşırdım.
Şarabın bu tarihî gecesi ile ilgili öğrenebildiklerim bunlar.


