Alzheimer’da, kan ve beyin omurilik sıvısı testleri ile görüntüleme yöntemleri sayesinde hastalık semptomlar ortaya çıkmadan saptanabilirken, amiloid plaklarını hedefleyen yeni tedavilerle ilerleyişi yavaşlatmaya yönelik çalışmalar da öne çıkıyor.
Alzheimer hastalığı, kan ve beyin omurilik sıvısı (BOS) testleri ile moleküler görüntüleme yöntemleri sayesinde semptom vermeden ya da çok erken dönemde saptanabiliyor. Türk Nöroloji Derneği Demans ve Davranış Nörolojisi Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Esen Saka Topçuoğlu, bu sayede tanının daha erken konulduğunu ve “geri dönüşü olmayan nörodejenerasyonu yavaşlatmak için kritik bir zaman penceresi” açıldığını belirtti.
Biyobelirteç temelli tanı yaklaşımları
Hürriyet’te yer alan habere göre, Topçuoğlu, demansın “yaşlılığın doğal sonucu” olmadığını, farklı moleküler süreçlerle ortaya çıkan beyin hastalıklarının yol açtığı ilerleyici zihinsel işlev bozukluklarının genel adı olduğunu söyledi. Demansa neden olan hastalıklar arasında en sık görülenin Alzheimer olduğunu ifade eden Topçuoğlu, biyobelirteç temelli tanı yaklaşımlarının önleme, erken tanı ve yenilikçi tedavilerde ilerlemelere katkı sunduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Topçuoğlu, Alzheimer’ın altında yatan moleküler değişiklikleri doğrudan hedefleyen ve onay almış yeni tedavilerin geliştirildiğini, antiamiloid monoklonal antikorların beyindeki patolojik amiloid plaklarını temizleyerek hastalığın ilerleyişini yavaşlatmayı hedeflediğini aktardı. Bu tedavilerin güvenli ve uygun kullanımına ilişkin uluslararası protokoller oluşturulduğunu belirten Topçuoğlu, çok sayıda ülkede uygulamaya alındığını, Türkiye’de ise bu ajanların temin ve kullanım onaylarına yönelik çalışmaların sürdüğünü söyledi.
61. Ulusal Nöroloji Kongresi
13-17 Aralık tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen 61. Ulusal Nöroloji Kongresi’nin ana temasının “Demans ve Davranış Nörolojisi” olduğu, kongrede Alzheimer başta olmak üzere demansta erken tanı, yeni tedaviler ve önleyici stratejilerdeki gelişmelerin ele alınacağı bildirildi.
