Doktor Furkan Burak, hürriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısında zayıflama iğneleri hakkında yanlış bilinenleri ve gerçekleri yazdı.
“Dünyanın en prestijli ve en büyük endokrinoloji derneklerinden biri olan Endocrine Society’nin Obezite Grubu’nun kurucu başkanı olarak ve bu ilaçları 2014 yılından bu yana iki binden fazla hastama reçete etmiş bir hekim olarak konuyu ele alma gereği duydum” diyen Burak, şu bilgileri aktardı:
“İlk olarak şunu netleştirmek gerekiyor: Bu ilaçlar “zayıflama iğnesi” değildir. Zaten hap formu da vardır. Bunlar, obezite ve diyabet tedavisinde vücuttaki eksilmiş fizyolojik mekanizmaları yerine koyan replasman tedavileridir. Tıbbi endikasyonla, hekim kontrolünde, kişiye göre doz ayarlanarak ve multidisipliner bir ekibin takibiyle uygulanmaları gerekir. Doğru beslenme, protein ve liften zengin diyet, egzersiz, kas kaybını önleyecek direnç antrenmanı, vitamin–mineral dengesinin korunması… Bunların hepsi tedavinin ayrılmaz parçalarıdır. Bilinçsiz kullanım malnütrisyona kadar giden sorunlar yaratabilir; ancak bu durum ilaçların “korkunç” olduğu anlamına gelmez. Yanlış kullanımla doğru bir ilacı bile zararlı hâle getirebilirsiniz.
GLP-1 ve GIP analogları, eksilen hormonların yerine konduğu replasman tedavileridir. Halk arasında “zayıflama iğnesi” olarak bilinmelerinin sebebi de budur. Bu tedaviler, obeziteyle birlikte gelen geniş hastalık yelpazesini büyük ölçüde iyileştirir. Kalp krizi ve felç riskini azaltır; karaciğer yağlanmasını ve hatta sertlik (fibrozis) dediğimiz durumu tersine çevirebilir. Diyabeti tedavi edebilir, hatta erken evrede geriletebilir. Uyku apnesinin tedavisinde FDA onayı alan ilk ilaç sınıfı yine GIP–GLP-1 analoglarıdır. Ayrıca kronik böbrek yetmezliğinin ilerlemesini yavaşlatabilir ve tedavi edilemeyen kalp yetmezliği tipi olan HFpEF’te hastane yatışlarını yüzde 76 gibi ciddi oranlarda azaltabilir.


