Çağla Şıkel, dün başrolünde olduğu ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ müzikalinin kadrosundan çıkarılan Mine Koşan hakkında açıklamalarda bulundu. Şıkel’in şikâyeti üzerine kadrodan çıkarıldığını yineleyen Koşan ise ünlü mankenin yıllar önce yaşadığı ‘Tost’ olayına göndermede bulunarak; “Çağla tostunu yesin, ben de işime bakayım” dedi.
Mine Koşan, kuliste çok sigara içtiği gerekçesiyle rol arkadaşı Çağla Şıkel’in şikâyeti üzerine ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ müzikalinin kadrosundan çıkarıldığını açıklamıştı. Mine Koşan; “Siz benim meslek hayatımı yok edemezsiniz! Beni ucuzlatmaya çalışıyorsunuz” sözleriyle sert tepki göstererek dava açacağını dile getirmişti.

Mine Koşan ve Çağla Şıkel, ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ müzikalinden
“Kısmet bu kadarmış”
Çağla Şıkel, bu konuda uzun süre sessiz kaldıktan sonra dün yaptığı açıklamada; “Mine hanım o kadar kıymetli bir sanatçı ki… Üzüldüyse, kırıldıysa herhangi biri tarafından ki benim hiç saygısızlığım olmadı. Hiçbir büyüğüme de olamaz. O tamamen yapım şirketiyle arasında olan bir şey. Bize bu kadar eşlik etti, kısmet bu kadarmış. Onu çok seviyoruz ve her zaman çok kıymetli. Mesaj attım kendisine. Geri dönüş olmadı; müsait değildi diye düşünüyorum” ifadesini kullanmıştı.
“Çağla tostunu yesin bence”
Habertürk’te yer alan habere göre, Çağla Şıkel’in açıklamalarına itibar etmeyen Mine Koşan, katıldığı bir etkinlikte Şıkel’in bu sözlerinin hatırlatılması üzerine kısa ama dikkat çeken bir yanıt verdi; “Çağla tostunu yesin bence, ben de işime bakayım.“
Mine Koşan’ın bu çıkışı, Çağla Şıkel’in 2002’de manken Şenol İpek’e gönderdiği; “Tostumu yedim, bekliyorum” mesajına gönderme olarak yorumlandı.
“Tostumu yedim, bekliyorum” olayı nedir?
O dönem manken Yüksel Ak ile evli olan Şenol İpek, Çağla Şıkel ile birlikte Kıbrıs’ta düzenlenen ‘Yılın Mankenleri’ ödül töreni için aynı otelde bulunuyordu. Şıkel, İpek’e; “Tostumu yedim, bekliyorum” şeklinde bir mesaj attı. Bu mesaj, o yıllarda büyük bir sansasyonel yarattı.
Şenol İpek, yıllar sonra bu olayı katıldığı bir televizyon programında tüm detaylarıyla şöyle anlattı: “Odaya gitme, odaya davet etme gibi bir şey yok. Hep beraber Kıbrıs’a ‘Yılın Mankeni’ ödüllerini almaya gitmiştik. Aşağıda bekliyorduk, onlar üst taraftaydı. “Geliyor musunuz, gelmiyor musunuz? Ben tostumu yiyip odaya döneceğim…” gibi bir mesaj. Olay bu… Ondan sonra orada başka bir gerginlik oluyor, bununla birleşiyor. Zaten 45 gün sonra ortaya çıkıyor. 1 – 2 gün sonra olan bir şey değil.“
